16 Kasım 2012 Cuma

anakucağı (rocker-bouncer) ve emzik

bazen cidden boşuna yazdığımı düşündüğümden dönem dönem yazmayı bırakıyorum ama kocacığımın desteğiyle "tarihe not düşmek lazım" sözünü ciddiye alarak yazıyorum. gene geçmiş dönemleri gözden geçireceğim ve üniversitede her dönem "bu sefer günün günüe derslere katılıp not tutacağım" dediğim gibi bu sefer cidden kızımla ilgili gelişmeleri günü gününe yazmaya çalışacağım.

şimdi azıcık geri gidip tüm annelere tavsiye ettiğim anakucağından bahsetmek istiyorum. ben anakucağı diyorum ama teknik isminin ne olduğunu bilmiyorum. hamileliğimin üçüncü ayında çok sevdiğim arkadaşlarımdan biri bana oğlunun kullanmış olduğu ingilizcesi rocker olarak geçen hem anakucağı hem sallanan sandalye olarak kullanılabilecek olan fisher price marka bir hediye getirmişti. bu titreşim özelliği olan doğumdan itibaren kullanılabilecek bir anakucağıydı. o bana verirken böyle bir şeyin varlığından haberdar olmadıklarını yine çok yakın bir başka arkadaşımızın onlara ödünç verdiğini söylemişti. başta biraz temkinliydim. küçücük bebeği oraya otururmuş gibi yatırmak pek aklıma yatmamıştı. ama bu modelin iki aşaması var ve ilk aşamada bebek de küçük olduğundan tamamen yatar vaziyette durabiliyor. yavaş yavaş içim rahat etmeye başladı kızımı yatırırken ve sonrasında vazgeçilmezim oldu. bu alet sayesinde kızım ben hangi odadaysam benimle olabiliyordu, sürekli kucağımda bebişimin kendi ağırlığıyla, benim taşımamla sağı solunun incinmesini engelliyordu, kucağa alışmıyordu ama benim onun yanında olduğumu hissedebiliyordu. incinme konusunu sonrasında kayınvalidem "yazık bu bebeklere üzülüyorum kucağımızda taşımaya çalışırken koltuk altlarından tuta tuta sağını solunu kızartıyoruz" demesiyle fark ettim.

iki aylık civarındayken kuzenime ziyarete gittiğimizde o sırada 10 aylık olan kızının anakucağını bize devretti. sağdan soldan verilen destekler hem bizi mutlu ediyor hem de işimize geliyordu. Kızlarının kilosu artık bu bouncer tarzı anakucağına fazla geldiğinden bize verdiler. her yere yanlarında götürdüklerinden, aylar geçtikçe daha rahat ettiğinden bahsettiler.

kızım hemen sevdi, hem de ilkinden daha çok sevdi bu ikinci anakucağını. minik hareketlerle kendini de sallayabiliyordu. 3 aylık olduğunda yanlarından takılan ve göz hizasına gelen oyuncakları dikkatini çekmeye başladı. önceleri onalra uzun uzun bakardı. sonra onlara dokunmaya çalıştı, hafif yumruklar atıyor onlara gülümsüyordu. emzirdikten sonra ona yatırıyordum, açılı olduğundan reflü sıkıntısını da minimuma indiriyordu.

ilk uzun yol yolculuğumuzda büyük bir cehaletle demonte etmeden yanımızda götürdük, daha sonra vidalarından sökülebildiğini fark ettim ve çok daha rahat taşınır oldu. sadece yolculuklara değil akşam ziyaretlerinde, annemle geçirdiğim bir hafta sonunda hep yanımdaydı. oturma aşamasına kadar elim kolum oldu. bir zaman sonra oyuncaklarını tutabilir vaziyete geldi. oturttuktan sonra oyuncağını takacağımı anladığında heycandan ayaklarını ellerini oynatıyordu. hem bizimle duruyordu hem de kucağa alışmıyordu. kucağıma almayı elbette seviyordum, ama kendine yetebilmesi benim için önemli. tabi biraz ağır bir bebek olduğundan uzun süre taşımak pek kolay olmuyordu. şimdi eskisi kadar sık kullanmasamda ikinci bouncer diğerine göre daha kısıtlı süre için kullanılabildiğinden ilkini daha çok sever oldu. zaten miyadı dolmak üzere ikinci bouncer tipi olanın. kilosu kullanım sınırına yaklaştı. yine de ek gıdaya geçtiğimde oturamadığından, ben de kucağımda yedirmeye çalışarak ikimizi de zorlayacak  bir şey yapmak istemediğimden genelde daha dik oturtarak pürelerini bunlarda yedirdim. sanırım çocuk malzemeleri içinde vazgeçilmezim bunlar oldu.

diğer vazgeçilmezim de emzik! çocuk denilen şey ezber bozmak için varmış. asla emzik vermem diyordum hamileyken. annesinin bırakması çok zor olmuşken kızı farklı olamazdı. diş yapısını bozar, konuşmasını engellerdi. istemiyordum. ama küçük kirpim emme refleksi çok olan bir bebekti. evet emzik almıyordu çünkü onun kanlı canlı bir emziği vardı; ben!!! sürekli emmek istiyordu, süt için değil öylesine emmek. doktor olan dayım da emerek gazını daha rahat çıkaracağını söylemişti, emecek süt olmayacak ama emme hareketiyle gaz çıkarması teşvik edilecekti. sanırım etkili oldu. bir kaç yerde emziğin yararlarını okudum. emzik kullanan çocuklar kendine güvenli olurlarmış vesaire vesaire. almadı ama inatçı kirpim, tükürdü, kustu, öğürdü. ama uyurken emmek istiyordu. gittiğimiz bir doktor "sebat et, yumuşak bir şekilde elinle tut ve damağına değdir diline değdirirsen öğürme refleksini tetiklersin" dedi. farklı emzikler aldım aventin emziğiyle başladım ama olmadı. sonra chicconun kauçuk emziğini aldım. biraz uğraşınca emzik alır oldu. alışınca da avente geri döndüm. avent emziklerin sen ne güzel markasısıııııın lalal lallala. harvey karp, emzik isteyen bebeğe verilmesinin iyi olduğunu ama fiziksel tatmini yerine psikolojik olarak bağlanmaya başladığında bırakılması gerektiğini yazıyor.  eğer bebek büyüdükçe olaylarla başa çıkmak yerine, bir değişiklikle karşılaştığında veya sıkıldığında, emziğe sarılırsa bu onu emziğe bağlı hale getiriyormuş. şu an fiziksel olarak diş çıkarmak gibi bir durumla uğraştığından bir de emziğinden ayırmak istemiyorum ama en yakın zamanda bıraktırmak istiyorum. uyuduktan sonra mümkünse ağzından hafifçe alıp emziksiz uykuya devam etmesini sağlıyorum. avent marka emzikleri ayına göre bir kaç kez değiştirdim. şimdi bir kez daha yeni çift almam gerekiyor. umarım ayrılamayacağı bir seviyeye gelmeden emzikle bağını aaltabilirim. normalde emziklerin 45 günde bir değiştirilmesi gerektiğini salık veriyorlar. çift emzik olduğundan ben 2.5-3 ay kullandırıyorum.

bizim vazgeçilmezlerimiz de bunlar...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder