bu bilgilendirici seminerlerden ben bile azcık baydım, okuyan nadir insanları da ders verir gibi kanırttığım için özür diliyorum. ama bildiklerimi paylaşmazsam bilmemin kendimden başkasına ne yararı olabilir =D

neyse bugünkü dersimizde ankarada ünlü bir doktorun muaynanesinde ufak bir beslenme semineri veren ve kendisi de hamile olan diyetisyenin söylediklerinden bahsedeceğim. benim zaten hayatımın anlamı zevkle, hevesle güzel yemekler yemenin tadını çıkartmaktı. herhalde tontik hatunlarımızın en özgür ve suçluluk duymadan yemek yediği dönemdeyim. bir de bu dönemde istediğinizin önünüze gelmesi cabası. hayır eğer aşermek diye bişi varsa ben zaten 30 yıldır hamileyim. kendimi bildim bilelii aklıma garip yemekler düşer, bir anda güzel bir şeyin tadı hipaalamusda çakar ve midem de "yeşşşş myy preşııışşşş istiyoruuussss" deyiverir. ama hayır hamileliğimde aşermedim, normal dönemde istediklerimden bile az şeyler ister oldum. bugün bir şımarıklık yapıp aklıma şu geldi nolllur onu bana alın dedim ama dediğim gibi tamamen şımarmak amaçlıydı.
bir de annemin kokmuştur sana, görünce canın istemiştir dediğinden ya da başkalarının aklında kalırsa bebenin totosunda iz olur diye tırstırmasından asansörde saçma dallı bir meyveyi ağacından söküp getirmiş olan memurun omzuna dokunum "ondan yicem ben dedim" veya yurtdışından bir başkasına hediye oalrak getirilen çikolataları verirken sadece ama sadece ulaşamıyorum o çikolatalara diye -tatlıyı pek haz etmem- "açar mısınız ben bir tane alayım ondan" şeklinde yüzsüzlük ederek sahibine verdim. bur bir kaç ay önce gördüğüm herşeyi ya istiyorsam korkusuyla herşeyden yemeğe dönüşmüştü ki doktor yuh bir aylık dönemde 4 kilo çakmışsın demesiyle kendime geldim. "yahu çılgın mıyım canımın istemediği lokumları ıbır kıbırı ne yiyorum ben" şeklinde aydınlandım.
hımm şu an bence, son dönemde hızlı kilo almış olmama rağmen kendimi çok ağır hissetmiyorum ama böyle devam edersem hamileliğin son dönemini penguen gibi geçirmek zorunda olacağımı, kan dolaşımımın bozulacağını ve doğum yapmamın zorlaşacağını idrak edebiliyorum. şu penguenlik beni cidden ürkütüyor, son iki ayda bir smokin giyip kutuplardaki penguenlerden biri olup paytaklaşmak... üç buçuk üç buçuk.
kesinlikle kilo alırım da veremem, çirkin görünürüm korkusu değil bu. kilo alırım da paytaklaşırım, yürüyemem, hareketlerim kısıtlanır, bebişime sağlıklı bir anne olamam korkusu bu. nasıl göründüğümü deli gibi sevdiğim zamanları yaşıyorum, göbük önde toto arkada uygun adım ilerliyoruz. dört bir yanımı taytlar mini etekler sarmış durumda ki normalde afro-amerikan rapçiler gibi bol giyinen ben, şimdi daracık kıyafetlerden zevk alıyorum. kilo aldıkça daralıyor kıyafetlerim. ama demiştim eğer bir de üstüne aşırı bol şeyler giyersem ramazandaki yardım çadırlarına benzerim.
önemli olduğunu düşündüğümbir başka şey ise beslenme! özellikle o kısa seminerden sonra gene bir sürü kazık çakmıştım kafama hımm bunlar önemli diye. hamilelikte alınan düşük ağırlığın daha sonra anne ve bebeğe sıkıntı verebileceği söylendiğinde pür dikkat geri kalanı dinledim. fazla yağdan, abur cuburdan, kızartmadan, yararsız diğer yiyeceklerden uzak durduktan sonra iyi beslenme ile alınan kilonun bana yarar getireceğini düşünüyorum.

şimdi orda öğrendiklerim şunlardı; öncelikle günlük alınması gereken yiyeceklerden başlayayım. mümkünse bir yumurta yenmeliymiş, yumurtanın nasıl yararları olduğu uzun uzun anlatıldı, ondaki proteinin başka yiyecekte olmadığı, insan vücudu ve bebek gelişimi için önemi vesaire. ben bir iki gün yumurta yemeği ihmal edebiliyorum. her gün yumurta tüketince insan bi yeter diyor. ama en çok bir gün ara veriyorum, genelde tavada az zeytinyağıyla peynir ve sütle yapıyorum. haslanması sanırım daha az kalorili ama ben pek yumurta fanı olmadığımdan kendime çeşit yaratmam gerekiyor. bu arada kesinlikle mok püsürden temizlemek için kırmadan önce ya da pişirmeden önce yumurtayı yıkıyorum. sona günde en az 3 porsiyon kalsiyum ve 3 porsiyon meyve yememiz tembihlendi. ben genelde öğlneleri ayran veya yoğur, öğleden sonra bir küçük süt akşam yien ayran/yoğurt ya da yatmadan önce süt şeklinde alıyorum bunu. meyve için de ara öğün mantığıyla kahvaltıdan sonra bir ara öğün, öğle yemeğinden sonra bir ara öğün ve akşam yemeğinden sonra bir ara öğün şeklinde abartmadan meyve yiyorum.
bu dönem için temel yiyecek demir içeren besinler ve bu da en çok ette var sanırım. her gün bir öğünde et yenmesi lazımış. diğer öğünde de sebze yeniyor zaten. demirin vücuda geçmesi için c vitaminiyle birlikte alınaması yararlıymış, c vitamini de yeşil yapraklı şeylerde bulunurmuş yani yeşillikler, biber gibi. et yerken yanına salata yemek çok yararlı. bunun dışında haftada iki kez balık bir kez de baklagil-nohut, kurufasulye vb.- tüketilmeliymiş. hepsinden alınan fayda farklıymış. ben tabiki bir asker edasıyla bunu yapmıyorum. bir süre akşamları pizzayla geçiştiriyordum. ama en kötü bir öğünümü sağlam tutmak istiyorum. 3 porsiyon olmada sa 2 porsiyon kalsiyum alayım istiyorum. o diyetisyende söylemişti ben de öyle biliyorum, bebek annneden alacağını alıyor, ama annenin dişinden saçından kemiğinden kaybetmemesi için kendini sürekli yenilemesi lazım.
pişmemiş etten, midyeden, salam, sucuk, sosisden, yıkanmamış yeşillikten uzak durulmalı. bir de karışık bitki çayları, bağırsaklarda müsil etkisi yaratan otlar, rezene gibi ya da içine kasları gevşetici veya homonal şeyler bulunan bitkiler, adaçayı gibi, pastorize olmamış her türlü peynir - bu bebeğin ilerideki sağlığı içinmiş sanırım- mozerella gibi yada küflü şeyler, aklıma bir rokfor peyniri geldi mesela yine tüketilmemesi gereken şeyler. bitki çayları konusunda dikkatliyim ben genelde deli gibi su içmeye çalışıyorum. amnio sıvısının 2 saatte bir yenilendiğini söylediğinde, seminerdeki hamileler bir anda sebilin başında bitmişti.
ya ben psikopatça bunlara uyuyor muyum? hayır daha alt seviyedeğim bazen mayakça uyuyorum bazen sallıyorum. yeni alışkanlığım kocim seviyor diye yaptığım tatlıları benim de süt eşliğinde yemeğe başlamam. ama yararlı bir şey yerken mesela et, kesinlikle kilo mu alıyormuşum çok mu yemişim umrumda olmuyor. suçluluk yaratanlar başka şeyler. ya sonuçta kitabına göre hareket edince herşey düzgün gidecek diye bir kaide yok. kendimi böyle sayko şekilde buna yönlendirmiyorum, ama bilmekten zarar gelmez. mesela öyle internette hamilelik dönemlerini takip etmiyorum, bu döneme ve sonrasına dair kitaplar okumuyorum sadece doktorlar üzerinden bir şeyler öğrenip onları uyguluyorum. bir de biraz inancıma kalıyor gerisi, Allaha havale etmek gibi bir durum söz konusu bende.
ama güzel olacak her bişi güzel olucak diye olumlama yapmama da engel yok. iç huzurumu koruyorum böyle...