bebek isteğim her zaman vardı. yani öyle ayyy ne sevimli diye peluş ayıları sever gibi bebekleri sevmiyor, bir bebek görünce de dönüp kocama kocaman köpek yavrusu gözlerle bakmıyordum.
hormonları tarafından ele geçirilmiş bir dişi değil hala mantık çerçevesinde bir insandım. ama evet bebek isterdim. insanın dünyaya bırakacagi en onemli seyin baska bir insan oldugunu dusunuyorum. Anne ve cocuk arasindaki bagin her canlida kutsal olduguna, en derin, en icten, en karsiliksiz duygulari barindirdigina inaniyorum. Bu tabi ki baskalarinin gorunmez baglarini gorup, onlarin cocuklarini da sevecegim anlamina gelmiyor ki bu baska bir yazinin konusu :)
beyimle evlenirken sectigim sarkilardan birini dinletiyorum simdi ona, buna da baska bir yazida anlatacagim. Sarkinin melodisinin huzur verdigini ve sozlerinin hem beycime hem de bebisime uydugunu dusundugum icin bu sarkiyi sectim. Bebisimde de daha fazla bocalamayacagimi kararsiz kalmak istemedigimi fark edip, evet eminim ve seninim dedim.
Bilincli bir hamile olmak istiyordum. Cok cok oncesinde olmasa da, hamile kalmamdan iki hafta kadar once vitamin almaya basladim. Annemin 14 yasimda tutmayi ogrettigi takvimle son yillarda ogrendigim dogurganlik gunlerini hesapladim.tek tuk ictigim sigarayi icmeyi zaten bir suredir birakmistim, alkolu de fazla kullanmiyordum zaten, o donemde iyice uzak durdum. Diyetisyen kontrolunde hamile kalmadan iki ay once basladigim bir beslenme programi vardi ki bunun bana cok faydasi oldugunu dusunuyorum. Saglik kupu gibi besleniyordum, her turlu besinden tuketiyordum falan.
Kendimi hem bedenen hem de ruhen hazirlamistim. Ruhen hazirlama kismi daha cetrefilli olaniydi. Onceden var olan gezicem ben daha ya, hindistani gormedim bi de kuba var dusuncelerime hamileliğin engel olduğunu sanıyordum. ama sonra bu özgürlük düşüncelerinden hamilelik ve çocuk için siyrilmanin yanlis oldugunu fark ettim. Hala bunun dogru olmadigina inanıyorum. "Bu" dediğim ne; hayatımı paketleyip rafa kaldırmak, dağ taş gezememek gibi.
Hamileliğe karar veremediğim dönemde kafamda kocamla barlara gidicez, konserler var bizi bekleyen, tatiller yapacagiz, daha gencim Baharımın deyimiyle; yuzume kocaman bir dovme yaptirmaya hazir degilim diye dusunuyordum. Babacimi gerçekten kaybedecegimin farkindaligina vardigim "bir gece" oldu sadece, bir gecede ben neden bundan kaciyorum sorulari kemirdi beni. Yasim otuz olmak uzere, beyim dedigim adami bu ömrümün yarisindan fazladir taniyorum, neden bebisim gezmeme engel olsun o da gelir benimle, konser acik havadaysa slingle, kapaliysa anneanne babaanne devreye girer onlarda kalir, tatillerimizi neden onunla yapamayalim gibi dusunceler yer almaya basladi. Kendi isteklerimden vazgecmem gerekmedigini kafama koydugum an rahatladim. Elbette kendimi, bebegime gore ayarlayacagim ama bu onu da kendi hayatima dahil etmeyecegim anlamina gelmiyor. Meger beni geren yeni nesil ebeveynlermis, cocuk odakli yasam ve yasami olmayan anne babalar. Kendi anne babamdan daha bilincli ama onlar gibi ozgur olmak istiyorum. Gezerlerdi, arkadaslariyla bulusurlardi, bir cok aktiviteyi yaparlardi. Onlarin yaninda bazen eglenir bazen bunalirdim. Bebegimi bunaltmadan ama baska ortamlara sokarak bir hayat surmek istiyorum. Psikologlar, anne saglikli ve mutlu oldugunda bebek de saglikli ve mutlu olur diyorlar. İste bu dusunceleri kafamda dondurup tamam hazirim dedim.
Eee ben hazirim, benim biricik kocakafam hazir miydi bakalim? kadin tarafi hormonlariyla vesaire bir sekilde hazirlanir diyorlar. en kotu kucagina aldiginda fark edersin anneligi ama erkekler! Bence erkek kısmı baba olmaz baba doğar. Adamin hamuruna bir pincik babalik katilmis olmali ki onu gelistirebilsin. Beyime bir sure verdim bu nedenle ve o emin olmadan bunu denemek istemedim. Neyse ki o hazir oldugunu gosterdi de bazi korkularim azaldi. İnsan kendindeki seylere mudahale edebiliyor da, tereddutler ya da hatalar ya da her neyse karşısındakinde olunca, o zaman caresiz kaliyor. Cocuk sahibi olma konusunda uyumu yakalayinca bunu yapmak lazim bence.
Sonra beklemeye basaladik...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder